16 Temmuz 2014 Çarşamba

Nimet ARIKAN

Uzun bir zamandan bu yana ara verdiğimiz blog röportajları serimize yeni bir isimle devam ediyoruz sevgili takipçilerimiz.Konuğumuz ülkemizin tanınmış kadın dövme sanatçılarından Nimet ARIKAN...                                                

Blog:Öncelikle sizin ülkemizde pekçok insan tanındığınızı biliyorum.Zaten bu röportajın daha özgün olması için mümkün olduğu kadar sorulmamış sorulardan gitmeyi deneyeceğiz bu bağlamda ilk sorumuz çocukken hayalinizdeki meslek neydi?Hatta bu soruyu mevcut mesleğiniz dışında hayal ettiğiniz keşke yapabilseydim dediğiniz bir meslek varmıdır diyede revize edelim?
      Nimet ARIKAN:Merhabalar öncelikle... Aslında resim bizde genetik olarak var. Ailede resim yeteneği olmayan yok gibi. çocukken öğretmen olmak istiyordum. Sonra ergenlik döneminde direkt güzel sanatlara gitmek istedim ama güzel sanatlar pahalı bir okuldu malzemeleri karşılamak açısından. Okula gidemedim ama yıllar sonra dövme ile sanatın bir başka dalına geçiş yapmış oldum. 

    Blog: İkinci sorumuz internet sitenizle ilgili,siteyle bizzat kendiniz mi ilgileniyorsunuz yoksa bu hususta beraber çalıştığınız birileri varmı?Yine bu doğrultuda sitedeki fon müzikleri kimin seçimi öğrenebilirmiyiz?
    Nimet Arıkan:İnternet sitem konusunda Dövme sanatı dergisi ekibinden yardım aldım. Mesleği bilenler siteyi yapsınlar istedim. Müzikleri ben seçtim. Sevdiğim, dinlemekten yorulmayacağım ve siteyi inceleyenler açısından sıkmayan müzikler olsun istedim. 

   Blog:Yavaş yavaş  mesleğinize gelecek olursak, yaptığınız çalışmalara baktığımda,özellikle insan ile çalışıyor olmanızı da göz önüne koyduğumuzda dövme sanatçılığının çok zor bir meslek olduğunu düşünüyorum,gerçekten öylemidir?Yani nasıl anlatayım mesela akşam evinize gittiğinizde " bugün çok yoğun bir gündü çok yoruldum" gibi cümleler kuruyormusunuz kendinize yada gider gitmez yorgunluktan uyuduğunuz anlar oluyormu.Bu meslekte fazla mesai diye bir kavram varmı?Ayrıca bu soru biraz özel olacak ama affınıza sığınarak sadece dövme sanatçılığı üzerine çalışarak ülkemiz şartlarında üstelik bir kadın işletmeci olarak geçenebilmek zor mu?
   Nimet ARIKAN; Bizim meslekte tabi ki fazla mesai var.Ama bunu biz belirliyoruz . Dövme bir sanat dalıolduğu için öyle klasik başka meslekler gibi rutin bir mesaisi yoktur. Örneğin sabahın köründe kalkıp dövme yapmayız. Yani rutin bir iş olarak bakmıyoruz resim yapıyoruz biz. Öğlen gibi başlarız dövme yapmaya. Ama akşam geç saatlere kadar sürdüğü olabilir. Her sanatçının kendine göre bir çalışma tarzı vardır. Sezonluk yerlerde çalışan akşam üstü stüdyoyu açıp sabaha kadar çalışabilir mesela. Şehirlerde çalışanlarda ise iki yöntem vardır. Öğleye doğru açıp geceye kadar stüdyoyu düzenli açık tutanlar ve tamamen randevu sistemine göre çalışanlar. Ben stüdyoyu öğlen gibi açıyorum ve akşam 19:00-20:00 arası kapatıyorum. Ama sistemim randevu üzerinedir. Eğer kişi çalışıyorsa ve randevusun akşam almak zorundaysa, kaporasını bırakan müşteriye akşama da randevu verebiliyorum ve o zaman geç saate kadar çalışma sürebiliyor. Randevusuz müşteri almıyorum genellikle. Çünkü kişiye özel kalıcı işlem yapıyoruz. Makine gibi robotik bir çalışma mümkün değil. Kadın sanatçıların daha fazla yoruluyor mu bilmiyorum ama benim sorumluluklarım çok olduğu için yorulduğumu söyleyebilirim. Akşam geç saate kadar kalmışsam eve gidip tv de beyni yormayacak birşeyler izler yatarım.




   Blog: Dövme sanatçısı  olmak için sadece yetenek yeterlimidir? Yani hayata dair belli birikimleri belli bir dünya görüşü belli bir yaşanmışlığı,bakış açısı olmayan insanların bu mesleği yapabileceğini düşünüyormusunuz?
Nimet ARIKAN: Dövme sanatçısı  olmak için adı üstünde sanat dediğimize göre yetenek şarttır bana göre. Ama elbette birçok meslek dalında olduğu gibi sizin başarınızı ve mesleki felsefenizi oluşturan, sizi olgunlaştıran başka şeyler de gereklidir. Bunu kişinin kendisinin ihtiyaç görmesi lazım. Sadece kendi yaşamımıza değil yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluk duymak, okumak araştırmak, müzik dinlemek, sinema, tiyatro, şiir ve felsefe insanı tahmin edemeyeceğiniz kadar olgunlaştırır. Denemeniz lazım...

                             

Blog: Gerek internet sitenizde,gerek röportajlarınızda  mesleğiniz üzerine yaşadıklarınızdan bahsediyorsunuz bunların içinden  sizi en etkileyeni hangisiydi desek cevabınız ne olurdu?Bu soruyu daha nasıl detaylandırayım bilmiyorum ama mesela adli bir görev nedeniyle bulunduğum bir olayda ölmüş genç bir insanın kolundaki annem dövmesi yılların meslek birikimi ve tecrübesine rağmen beni çok duygulandırmış hatta ağlatmıştı.Sizin meslek hayatınızda böyle yaşadığınız etkileyen mutlu eden yada hüzne boğan olaylar varmı?
   Nimet ARIKAN: Elbette insan bedenine birşeyler işlerken, resim ya da yazı birebir o insan ve o insanın yaşamışlığı ile de karşılaşıyorsunuz. Beni de en çok etkileyen çalışmalardan biri yakın zamanda dövme ile bedene işlediğim mektuptu. Kaybettiği annesine yazdığı mektubu bedenine işletti bir dostumuz. Ve mektubun kendisi bile o kadar lirik ve dolu doluydu ki. Bir de bedene işlenmiş olması sadece beni değil, hikayeyi öğrenen herkesi etkilemişti. 
  Blog: Konuyu biraz müziğe taşıyacak olursak,internet siteniz ile facebook sayfalarınızı incelediğimizde müzik zevkinizin geniş bir yelpazede olduğu görünüyor.Ancak yinede her insanın hayatının bir fon müziği bir fon müzisyeni vardır.Sizinki kim desek? Bunun dışında dinlemekten hoşlandığınız olmazsa olmaz dediğimiz yerli yabancı isimler ve şarkılar neler ve kimler ?
  Nimet ARIKAN:İnternet siteme eklediğim müziklerde genelde hayata karşı biraz eleştirel duruş ta sergilemiş müzikleri seçmeye çalışmıştım. Pink Floyd bunlardan biridir. Gogol Bordello yine alternatif gördüğüm söz-müzik ve yaşam biçimi olan biridir. Manu Chao latin Amerika’dan sevdiğim bir müzisyendir. Sinead O’cconor, Joan Baez var bir de. Türkiye’den Kazım Koyuncu şimdi ilk aklıma gelenlerden. Aslında müzikte belli bir ritim ve ruhu etkileyen birşeyler ararım. Ruhunuza birşekilde giren müzikte dil ve tarz aramam. Hepsini dinlerim. Ezginin Günlüğü grubunu da dinlerdim severek. Şimdi arada Flört ve Eski Bando gruplarını dinliyorum internetten. Rock, Blues severim. 

  Blog: Bu soru meslek ve müzik dışında özellikle benim çok merak ettiğim bir soru.Ben size baktığımda gerçekten çok güçlü hani sapasağlam bir kadın görüyorum.Aynı zamanda da duru ve hüzünlü bir insan görüyorum sizde.Peki siz kendinize baktığınızda nasıl birini görüyorsunuz?Çok özel değil ise hayatınızda dip ve doruk noktaları o noktalarda yaşanan olaylar neler desek? Keza yine bu bağlamda Nimet ARIKAN çok üzgün olduğunda ne yapar,çok öfkeli olduğunda mutlu olduğunda neler yapar,ençok nelere kızar  kısaca bahsedermisiniz?

 Nimet ARIKAN: Bu soru zor bir soru Çünkü birkaç cümle ile insanın iç dünyasının en sıkıntılı hallerini nasıl anlatabiliriz ve buna gerek var mıdır ? kısaca söylemeye çalışırsam, üzgünken insan içine pek çıkmam. Kimseyi görmek istemem kimse ile konuşmam içime kapanırım. Belki de o şekilde ruhumu dinlendirebiliyorum. Hemen öfkelenmemeye çalışırım. Sakin bir yapım vardır. Eğer çok haklı isem patlamalar olabilir her insan gibi. beni birçok şey mutlu edebilir. Küçük mutluluklar insanıyım bir yerde. İnce ve düşünceli davranışlar, sürpriz güzellikler mutlu eder, süprizlerden hoşlanırım...
 En çokneye  kızarım konusu karışık tabi. Hayatta herşeye takıntı yapmamaya çalışırım. Her sorunu uzun uzun düşünmem. Bazen görmezden gelirim çünkü hayat bu kadar detaylara takılacak kadar kolay değil. Daha zorları var ve daha zorlarına dayanabilmemiz için küçük sorunları ya görmezden geleceğiz ya da hemen çözeceğiz. O yüzden benim sıkıntılarım hep daha büyük olmuştur. Onları da zorlandığım yerde boşlarım olduğu yere bırakırım. Çok yük taşıyoruz çünkü yeterince. Tabi ki hiçbir sorunumu çözümsüz bırakmam. Bir şekilde bir noktaya kadar çözmeye çalışırım, olmuyorsa da o hali ile kabul etmeye çalışırım. Ya da kabul edemeyeceğim bir şey se yolumu değiştiririm… 
Blog: Beğendiğiniz  yazarlar ve kitaplar desek? Diğer yandan merak ettiğiniz görmek istediğiniz ülkeler nerelerdir?Yine bu doğrultuda beğendiğiniz filmler ve oyuncular hangileridir?
 Nimet ARIKAN:Türk edebiyatında  Yaşar Kemal’i beğenirdim. O köklü bir çınardır. Oğuz Atay var. Aslında isim isim vermek değil de edebiyatla ilgili felsefe ile ilgili kitaplar ilgimi çeker daha çok. Hallac-ı Mansur’u da okurum ortaçağ islam filozofu. Ama yine islam adına derisini yüzerek öldürmüşlerdir. Zihinleri açan bir filozoftur bana göre. Ki benim dini görüşüm ataizme yakındır. 
  Avrupada birçok ülkeye gittim.Latin Amerika ve Uzakdoğuyu merak ediyorum. Sinemada klasik Amerikan filimlerine göre değil, daha çok yönetmene ve filmin künyesine bakarım. Örneğin Samira Mahmelbaf, Muhsin Mahmelbaf iran sinemasının iyi yönetmenleridir. Steven Spielberg filimlerini de severim. Fransız filmlerini de duygu aktarımını sağlam yaptığı için severim.


                                                 



 Blog: Bu tarz röportajların olmazsa olmaz sorulardan birinde sıra. Hobileriniz yada sizi mutlu eden dinlendiren şeyler nelerdir?
Nimet ARIKAN:Özel bir hobim yok sanırım.Evde kedilerim var. Onlarla mutluyum. Tabi sokak hayvanlarını da unutmayalım. Bunlar hobi değil sorumluluk tabi. Doğayı ve hayvanları içeren birçok etkinliğe katılabilirim. 

Blog: Sosyal sorumluluk projeleri ile aranız nasıl?ıl?Üyesi olduğunuz çalışmalarına katıldığınız bir klüp dernek varmı?

Nimet ARIKAN: Herhangi bir derneğe üye değilim. Bir tek Malatya Ressamlar Derneği’ne üyeyim. Bunun dışında politik olarak kendime yakın bulduğum birçok etkinliğe katılabilirim ama üye olmayı şu an gereksiz görüyorum. Beni insan merkezli olmayan doğa merkezli olan her etkinlik ilgilendiriyor. Nükleer enerjiye ve doğamızı elimizden alacak her türlü üst teknoloji ürünü şeye karşıyım. Önce insanı kurtarmaya kalktığımızda büyük bir bencillikle doğa ve diğer canlıları yok saydığımızı düşünüyorum. O halde en alttan ve en gerekliden başlayalım. Hayvanları ve doğayı koruduğumuzda otomatikmen insanı da korumuş oluruz diye düşünüyorum.



                                                          

Blog: Bira mesleki projelerinizden bahsedelim istiyorum.Gerek dövme sanatçılığı üzerine gerek sanatın diğer dalları üzerine hayal ettiğiniz gerçekleştirmeyi düşündüğünüz bir proje varmı?(Yine ben sizin çok iyi yazabileceğinizi düşünüyorum keza yine çok iyi bir oyuncu olabileceğinizi düşünüyorum ekrana yakışıyorsunuz :))) )
 Nimet ARIKAN:Dövme mesleğinden önce öykü yazıyordum. Öykü kalemim fena değildi. Ama hayatın diğer sorumluluklarından öyküden daha doğrusu yazmaktan uzaklaşmak zorunda kaldım. İnsan uzaklaşınca da elleri paslanıyor. İlerde tekrar yazabilirim. Şu an dövme sanatında tarzı olan bir nokta üzerinde uzmanlaşmaya çalışıyorum. Bu benim açımdan netleştiğinde ve ekonomik olarak kendimi iyi hissettiğimde elbetteki gerek hobi olarak gerekse de yeteneklerinin sınırlarını keşfetmek için başka uğraşlar içine girebilirim... 

Blog: Sizinde vücudunuzda pek çok dövme var gördüğümüz kadarı ile... Kısaca bunların hikayelerinden bahsedebilirmisiniz bize? yine eğer özel değilse :))
Nimet ARIKAN: Dövmelerimin hepsinin hikayesi çok da derin değil. Ben dövmelerime ne büyük anlamlar yükledim ne de o an öylesine yapılan şeyler olarak gördüm. Bazen bazılarını o an niye yaptırdığımı bilmesem bile benim için mutlaka bir anlamı vardır. Çünkü hayatı yaşarken hissederek yaşıyorum. O zaman vücuda işlenenler de yaşadığım hayatın hisleridir diyelim.
Blog: Bu soru aslında  röportajın en özel sorusu,cevaplayıp cevaplamakmakta özgürsünüz:)) az yukarda belirtmiştim bence siz çok güçlü sapasağlam bir kadınsınız.Peki bu sağlam kadın romantikmidir?Yani şu romantik komedi filmlerindeki sahneler sizi etkilermi ?   Kabul edeyim garib bir soru oldu :)))
   Nimet ARIKAN: Ben aslında süzme romantik biriydim. Hayat biraz olgunlaştırsa da yine romantiğimdir. Güçlü olmak romantizmin tersi değildir aslında. Güçlü olmak mecburiyetten hayatın içindeyken olan bir şey. Romantizim ise doğanızda vardır


 Blog: Röportaj teklifini yaptığımızda  sporla pek ilgili olmadığınızı yazmıştınız.Ancak yinede soralım izlediğiniz,beğendiğiniz bir spor dalı,sporcu ve takım varmı?Yine kişisel olarak spor yaparmısınız?

Nimet ARIKAN: Çocukken buz üzerinde artistik patinaj başladığında buz üzerinde dans edenleri izlemek büyüleyici gelirdi. Hala denk geldiğimde izlerim. Yine cimlastik ve akrobasi hala ilgimi çekiyor. Hiçbir spor takımını tutmuyorum. Klüplere inanmıyorum çünkü. Ama sordunuz söyleyelim. Bir tek Çarşıyı tutuyorum o da kendine bile karşı olabilme cesareti var diye... Blog : Son olarak bizim sormadığımız ama sizin anlatmak istedikleriniz varsa onları alalım?
Nimet ARIKAN: Kaç yıldır dövme yaptığım merak ediliyor. 2000 yılından beri dövme stüdyolarım vardı sonra ekip dağıldı ama 2010’dan beri tamamen bağımsız ve profesyonel dövme yapıyorum. Dövme ile ilgili bir okula gitmedim çünkü bizim ülkemizde öyle bir okul yok hatta kursu bile yoktu. Güzel sanatlar da okumadım. Bendeki resim yeteneği genetik. Resim yeteneği ile dövme yeteneğini birleştirdim diyebilirim. 2000 yılında tesadüfen dövme yapmaya başladım. Kitap satmak üzere Avşa adasına gitmiştik bir arkadaşla orada geçici dövme ile başlayıp sonra kalıcı dövmeye geçtik. Amatörken bile sanat ve hijyen olayına hep dikkat etmişimdir. Ayrıca dövme yaptırırken günün modasına göre değil, sizin düşünce ve yaşam biçiminize göre ruhunuza göre modeller seçin. Bana ne yakışır diye dövmecinize gitmeyin! Günlük giysi değil kalıcı bir şey yaptırıyorsunuz. Sonra sildirmek için uğraşıyorlar ve bu hem daha acılı hem de daha pahalı bir işlem oluyor...

 Sevgili Nimet ARIKAN'a kıymetli bloğumuza ayırıp soruları tüm içtenliği ile cevapladığı için çok ama çok teşekkür ediyoruz.Kendisi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyen,dövme yaptırmak isteyen takipçilerimizin www.amazondövme.com.adresinden resmi sayfasına ulaşabileceklerini de bir kez daha hatırlatmış olalım.Yeni röportajlarda görüşmek üzere...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder