Geçenlerde gazetelerin artık blog yazarlarının kendi haberlerini kullanmalarına izin vermeyecekleri yönünde bir habere denk gelmiştim. Zaten öyle bir derdimiz olmadı hiç ama yeri gelmişken bir kaç kelam etmek isterim.
Baya bir zamandan bu yana ki bu zaman 2007 den bu yana blog dünyasının içindeyim, her ne kadar burası yeni olsada hatrı sayılır bir zaman... Blog yazarlarının bazen kantarın topuzunu kaçırdıkları kanısındayım,mesela çok teknik ayrıntılara girmek,maç öncesi kadrolar oluşturmak vs vs.Burda asla insanların takım sevgilerini sorgulamıyoruz,zaten sorgulamak da haddimiz olamaz.Ancak bir bloğun okunabilir olması için herşeyden önce samimi olması,amatör olması gerektiği düşüncesindeyim,yani sayfalarca maç analizi yerine maç esnasında bir taraftarın yaptıklarını yada bir futbolcunun o maçtaki hikayesini amatör birinin kaleminden okumanın daha çok insanlara zevk vereceğini düşünüyorum.
Aslında burayada sadece Altay yazarım diye düşünmüştüm ama bir noktadan sonra içimdeki bu futbol sevgisini,hayata dair detayları bir nevi sosyal günlük olan bu platformda neden karalamayayım diye düşündüm. İngiliz ligi ve amatör maçları da karalayacağımı söyledikten sonra bir iki değerli eleştiri aldım bu konuda ve zaten o yüzden şu an bu satırları yazıyorum.Ki bu iki liglede kalmayacağım yüreğimde az çok yeri olan tüm takımların izlediğim maçlarını yeri geldikçe karalamaya çalışacağım.
Asla burası benim istediğimi yazarım modunda değilim ama mümkün olduğunca bana özgü,münkün olduğunca amatör ruhu kaybetmeden birşeyler paylaşmaktır amacım. Hep izlemediğim maçları yazmanın tadsız tutsuz birşey olduğunu söylüyorum ve sanırım bundan sonrada her bu tarz yazımda bundan bahsedeceğim.Ama naparsınız takım üçüncü ligde olunca buna insan bir yerde mecbur kalıyor.
Konunun en ortasında noktayı koymak gibi olacak ama,bu konuya fırsat bulursak ilerde yine değiniriz herkese mutlu huzurlu Pazarlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder